17 Aralık 2009 Perşembe

Adalet nasıl bişi?

İnsanın gözünün içine baka baka hakkını nasıl da yiyorlar.
Burası sonu olan bir yer, insan hiç mi ebedi olanı düşünmez.
***
Allah'ım adaletinden ayırma.
Yeni yılımız;
hayırlarla, adaletinle gel inşaAllah..

25 Kasım 2009 Çarşamba

Bir küçücük Elifcik

Yumuk yumuk elleri, pembiş baldan tatlı suratı ile Elifciğimiz dünyaya geldi çok şükür.

Dün, bütün şirket an an haber bekledik hastahaneden. Son dakika bilgisi geçtik outlook haber ajansı ile. Akşam 7 gibi mutlu haberi aldık, hep birlikte 'çok şükür' dedik. Bugün öğle arasında da görmeye gittik Elifciği ve annesini.

Yüzümüzde güller açtırdın nazlı, minik prenses.
İyi ki geldin ;)

16 Kasım 2009 Pazartesi

'daha çoook var' derken..


Tatlı tatlı koşturduk son günlerde. Senin koşturmanın ve stresinin yanında bizimkinin lafı bile olmazdı. Heyecanı içinde bir yerlerde kaybolmuş, sürekli çevresine talimatlar yağdıran, en ince ayrıntıların hesabını yapmış güzel bi gelindin. Son on dakika "tamam, galiba artık heyecanlıyım" dediğinde yuh dedik :)) Ay kaba oldu tamam kabul ediyorum, ama sana inanamıyorum ya :))

Ben nikah şahidi olduğumu öğrendiğimde bile ne çok heyecan yaptım halbuki, sen gelin olacağını bilmiyor muydun?

Slayt harika bir sürprizdi, salon kırmızı gözlerle karşıladı seni bu yüzden.


Senin adına çok mutluyum.

Sende çok mutlu ol inşaAllah..

2 Kasım 2009 Pazartesi

"Zıt fikirler birbirleriyle izdivac etmedikleri sürece hakikate gebe kalamazlar." İmamı Gazali

İnternet hayatımdayken ders nasıl çalışılır keşfi içreyim.
Önce bütün kültür sanat programlarını gözden geçiriyor, gitme imkanım varsa çeşitli kısaltmalarla takvimi işaretliyorum (sonra da neden işaretlemiştim diye beyin jimnastiği yapıyorum). Sonra yeni foto ekleyen arkadaşların profillerini ziyaret,derken bizim baldanadam neler yapmış, perşembe kahvaltısı için değişik tarifi olan var mı..
Bütün bunlar evde ders çalışmak için masamın başına geçince oluyor.
**
Bu akşam annemin kuzeni aradı, beni sorduğunda annem 'işten yorgun geldi, biraz dinlenip ders çalışacak' dedi. Kuzen ablacık (benden çok istemesine rağmen) resmen kendine eziyet ediyor demiş. Bazen bende böyle düşünüyorum. Tek nedenim çok istiyor olmam. "Bir meslek sahibi olmuşsun, artık senin farklı şeyler düşünmen gerekmiyor mu? Eller gider Mersine.." şeklinde başlayan cümleler beni yıldıramıyor.
**
Yıllar sonra üniversite sınavı için hazırlanmak gerçekten zor. Hele bir de çalışıyorsanız. Günün yorgunluğu bir yana, bazı şeyler gerçekten zamanında yapılıyor.
Vakti zamanında yolumuza taş koyup mağdur edenler bunun hesabını nasıl verecekler çok merak ediyorum.
Evet, ben bir katsayı mağduruyum. Ve 8 yıl sonra yeni bir başlangıç hazırlığı içerisindeyim. Allah (c.c) sonumuzu hayreylesin.
**
tamam gidiyorum, benim çalışmam lazım.. çok çalışmam lazım çooookk ;)

19 Ekim 2009 Pazartesi

öğrenciler için

öyle tahmin ediyorum ki yakın arkadaşlarım dışında blogumdan haberdar olan yoktur.
Ama olur ya eskaza birinin yolu düşer.
Bakın burada hayırlı bir iş var demek isterim.

16 Ekim 2009 Cuma

Elif i beklerken..

Uzun bir yoldan geliyorsun, yorgunsun. Ama az kaldı Elifcik.
Anneciğine moral kutlaması dedik ama, senin için bi hoşgeldin kutlaması oldu.

Hoş gel inşaAllah :)

14 Ekim 2009 Çarşamba

Az önce toplantı odasının önünde asansörü bekliyordum , hazırlık yapılıyordu. Herkesin önünde bir sürahi su, not defteri, kalem, peçeteler üzerinde ters çevrilmiş bardak duruyordu. Hep sormak istiyordum o kadar su içiliyor mu diye.
**
-hararetli bi toplantı sanırım
- :S
-o zaman toplantıdan sonra su savaşı var.
-??!!

8 Eylül 2009 Salı

Belki çok sonbaharlı bir özlem bu..

Sessizlik yakıştı en çok bugüne. Güvendiğim dağlara karlar yağarken, içimde akan bir yağmurdu.

Can Dündar'ın, "bir dostu olmalı insanın" cümlesi ile başlayan satırlarını paylaşmıştı biricik dostum mailinde. Yazıyı doğrularcasına, en çok ihtiyaç duyduğum anda.
Yağmur dindi.
Gökkuşağı ardından..

•´¯¥¯`• •´¯¥¯`• •´¯¥¯`•

Yıllar öncesinde, test kitabımın kapağına yazmıştın bu şiiri. Yağmurdan sinüzit nedeniyle kaçtığımı unutarak ;)

Yağmur yağıyordu Paris kaldırımlarına;
Seni düşünüyordum penceremde!
(Penceremiz olabilirdi!)
Yağmuru sevmediğin geldi aklıma.
Bulutlar da hatırlamış olacaklar ki
Yağmurda üzüldüğünü,
Güneş açtı.
Yüzün güldü mü bilmem,
İstanbul'daki pencerende.
Cahit Sıtkı Tarancı

3 Eylül 2009 Perşembe

Oº°‘¨ Nice yıllara ¨‘°ºO


İyiki doğdun Zeyneb!!
Sevgili yonca arkadaşım, kafamı kaldırdığımda karşımda gördüğüm güzel ve yetenekli insan. Doğum günün kutlu olsun.
Yeni yaşının sana hayır,mutluluk ve bereket getirmesini dilerim.
İyiki doğdun iyiki arkadaşım oldun!
Melek
(¯`·¸•´¯)
Şirketimize gelerek,hayatımıza renk katan,
güleryüzlü,neşeli,pozitif ve endamı güzel arkadaşım.
Nice mutlu yıllara inşallah,
Yeni almış olduğun yaşının sana güzellikler getirmesini dilerim.
Her şey gönlünce olsun.
Asiye
(¯`·¸•´¯)
Yeni yaşın hayırlı olsun ,Zeynebcim.
Yeni bir sene içerisinde sevdiklerin ile birlikte sağlıklı,
mutlu,huzurlu bir ömür dilerim.
İyiki doğdun , iyiki bizimlesin.
Her daim Gülümse/GülümseT…;)
Tuba Nur

(¯`·¸•´¯)
Gülücüklü toplantılarımızın aksiyon rekortmeni!
Seni çok seviyoruz.
Ömrün uzun, bahtın senin gibi güzel olsun.
Daha nice doğum günlerinde birlikte olmak duası ile..
Nice yıllara Zeynebcim
Hilâl

1 Eylül 2009 Salı

Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler ;)

İşte tam da böyleyiz :))

Allah bugünlerimizi aratmasın, gülücüklü toplantılarımız eksik olmasın inşaAllah..




Cânı Kim Cânânı İçin Sevse Cânânın Sever
Cânı İçin Kim Ki Cânânının Sever Cânın Sever
Fuzuli

yağmur yağar, akasyalar ıslanır..

Yağmurlu, ferah bi gün.. yağmur yağınca bütün kirleri arınıyor sanki yeryüzünün, içim ferahlıyor.

*Sabah servisi kaçırdım, bıdır bıdır abiyle konuşa konuşa geldik. Yarın İsviçre yolcusu olması nedeniyle sanırım pek bi keyifliydi.
*Yan masa sakini yok, sigara kokusu da yok :) Ne güzel bir gün dedim yeniden ..
*Baldanadamın annesinin anlatacakları ve sabırsız dinleyicileri mevcut, son 1 saati iple çekiyoruz :))
*Sevgili kargo şubesi müdiresi bugün misafirim olacak, tanışacağız ;)
*Bugün canım kiraz turşusu çekti, bi de Zeynebin portakal çiçeği suyu ile yapmak istediği tatlıdan :) (hiç denemediğiniz bir lezzeti Zeyneb den dinleyip de canınızın çekmemesi mümkün değil, nerdeyse et yemeğe başlayacağım :))
Şimdilik yayınımıza ara veriyoruz, yeni gelişmeler ile yeniden karşınıza gelinceye kadar hoşçakalın :P

16 Ağustos 2009 Pazar

Hayat şahid olmaktır!

Kuzenimin vesilesi ile iki haftadır katıldığım tefsir derslerinde başlangıcı bugün yaptık. İlginç bi cümle olduğunun farkındayım :)
Şöyle ki; öncelikle 5 kişi ile başladıkları derse daha fazla katılım olabileceği fikri ile duyuru yapılmış. Ve gitgide artan grup ile hocamızın ders yaptığı 3. ay içerisindeyiz. Geçtiğimiz iki hafta hocamız başka bir yerde görevli olduğundan (benim katıldığım iki hafta oluyor ) misafir hocalar ile ders yapmıştık, bi nevi geçmiş haftaların tekrarı olmuştu. Grup, ortam çok hoş. Bugün hocamızı tanıdığımda bu derslere katılma arzum arttı diyebilirim.
Vaize olmak hem çok güzel hem de herkesin yapabileceği bir şey olmadığını düşünüyorum. Vakti zamanında hitabet dersimizde bu konuda yetenekli olmadığımı anlamıştım. Bugün eve gelip anneme bugün beni etkileyen konulardan bahsetmek istediysem de hocamız kadar etkili bi anlatımım olmadı (hitabet derimiz geldi hatırıma :) ) ama annecim beni anladı sağolsun :)
Çok fazla not alma imkanım olmadı, bundan sonrasında not tutmaya özen göstererek burada da paylaşmak istiyorum.
**
Kuzenimin vesile olduğu bu derslere katılışımın ikinci haftasında bende yakın arkadaşımı alarak gittim. Böyle böyle çoğaldığını düşündüğüm grubumuz da değişik meslek grupları ile bir araya gelmek de ayrı bir güzellik diye düşünüyorum.
Derse yeni başlamıştık ki içeri giren bir arkadaşımızı gören hocamız onunla ilgili bir bilgi paylaşımında bulundu. Doğrusu bugün düşüncelerimi meşgul eden önemli bir bilgi. Arkadaşımız mezarlıklar müdürlüğünde psikolog olarak görev yapmaktaymış. Hocamız bu durumu açıklarken esprili bir dille bu göreve ilk verdiği tepkiden bahsettiğinde hepimiz çok güldük, ama sonrasında içimiz ürperdi. Gasilhane çalışanlarının psikologa ihtiyaç duyduklarını düşünmüşmüydünüz? Neler ile karşılaştıklarını..işte bununla ilgili bir yazı, okumak isterseniz..

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Eyvah aldandık!

"Şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti.

Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgar gibi uçar gider."

Bediüzzaman Said Nursî

~
Zaman su misali akıp gitmekte. Emek verdim, izni hakettim dedim kendimce. Tebdili mekan olmayınca işimi özlemem için verilmiş bir ceza niteliği kazandı son günlerinde.Kendime mi ayırmalıyım, aileme mi arkadaşlarıma mı bilemedim vakti. Onlar ile paylaşırken de benim olmuyor muydu ? Dinlenebildim mi, kısmenn..

**



2 ağustos itibariyle her pazar devam edecek olan tefsir derslerine başladık Allah'ın izniyle. Çok mutlu oldum.




Salı günü kardeşe verilen söz neticesinde heybeliada istikametinde yol aldık. Sıcaklardan nasibimizi aldık tabi. İzleri üzerimizden bir kaç gün silinmesede güzeldi.


Gidebildiğim en uzak mekandı heybeliada. Sadece izin diyorum tatil diyemiyorum bu bir haftama. Kendime izin verdim ve iş düşünmedim mesela. Erken kalkmaktan vazgeçemedim, erken uyumaktanda.. İşimi çok özlemişim, bugün bir kez daha anladım. Arkadaşlarıma sarılmak içinse kalan son yarım saat ;)

22 Temmuz 2009 Çarşamba

çiçeklerim dökülür her mevsim, sonra yeniden açar..

Bu gece rüyamda eski bir arkadaşımla karşılaşıyorum, bir parkta çocuk sallarken hemde.
Kim olduğunu bilmediğim küçük çok sevimli bir kız çocuğu. Arkadaşım evlenmiş, iki de çocuğu varmış. Bana soruyor, evli olduğumu söylüyorum. İçimden de düşünüyorum ne zaman evlenmiştim diye!
Arkadaşım çok sevindiğini söylüyor, ben hala düşünüyorum :) Ne kadar oldu diyor, sanırım iki yıl diyorum! (sanırım~ ) O ,görüşmediğimiz zaman diliminde neler yaptığını anlatırken benim kafama dank ediyor, ayrıldığımızı unutmuşum, ben evli değilim ki, nerden çıkardım evliyim diye :) Bu arada diyor, senin gibi biri nasıl 2 yıldır çocuk sahibi olmaz çok şaşırdım doğrusu.(bende şaşırdım, dile kolay 2 yıl , Asiyenin sözünü dinlemişim sanırım, gülüyorum yine :))) Resmen yalan söylemiş gibi oldum diye içimden geçiriyor,kendime kızıyorum, nerden çıktı anlamadım ki?
Güne gülerek başladım, bilincimin altına ne kaçmış böyle?

21 Temmuz 2009 Salı

Ah aşk..

"Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?"
(14.kural/ Elif Şafak / AŞK)

Dün akşam kardeşimle izlediğimiz dizi de 'hayatını alt üst ediyorsun' sözü üzerine 'nerden biliyorsun altının üstünden daha iyi olmayacağını' demişti. Dikkatimi çekti, biraz düşündüm üzerinde.
~~
~
Sabah yine kürkçü dükkanına dönmek üzere yoldaydım. Yine 20 dk. servis bekledim. Servis geldi, cam kenarı benim.. kitabımı açtım, işte karşımda şemsin 14.kuralı! "Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını? "
Şaşkınım..

26 Haziran 2009 Cuma

mail adresimi değiştirebilir miyim?

her gün mail atıp hesabının son durumunu görmek isteyen, ardından da şu niye işlenmemiş, bunu böle yapcaktınız hala yapmadınız diye cc de alakasız kişilerin olduğu geri dönüşleri ile, olmayan faturaların ödemelerini talep eden sevgili kargo şubesi müdiresine sesleniyorum.
*yahu benim senden başka işim yok mu? ya da senin benden başka müşterin yok mu?

14 Haziran 2009 Pazar

kısa .. kısa..

Oldukça yoğun bi hafta geride kaldı, nasıl geçtiğini bilemedim.


*İstanbul u bilmeyen bir İstanbullu vardı salı günü sokaklarda.. Bir iş gününde vapur ile seyahat ne güzel diye başladı yolculuğu. Esen rüzgar ile deniz mavisi arasında dalıp gidiyordu. Deniz mavi mi demiştim, evet öyleydi ama yer yer pet şişeler görünüyordu, dolsun diye mi atılmıştı :P
*Sonra yanlış iskeleye demir attı İstanbulu bilmeyen İstanbullu, bir kaç kişiye sordu nasıl gidilir diye, her kafadan farklı bir ses çıkınca, son çareyi taksiye binmekte buldu :(
*Sonra ferman çıkarttı, tez İstanbul haritası alınıp odanın duvarına yapıştırılacaktı. Zaman, bu İstanbul kazanında kepçe misali dolaşma zamanıydı.Taksiye yatırım zamanı değildi. :))




Derken,
Salı gününü telafi etmek için koşturmakla geçti hafta.. Cuma günü mesai biter bitmez uzun zamandır gidip görmek için niyet edilen cami için çıktık yola. Bir çoklarının son durak yeri olmuştu çoktan, bizim için se kimbilir ne zaman?





Rükûa inmezse belin,vermeyi bilmezse elin, Hakkı incitirse dilin,dilim vardır nasıl dersin.















Günahlara Kefarettir Gönüldeki Keder, Niyetler Halis Olunca Ameller Olmaz Heder ..

6 Haziran 2009 Cumartesi

"tatlı bir ömür gibi gitmeye niyetlendin.."

"Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım"
(Hz. Mevlana)

Bütün bir kış sezonu boyunca takip ettim mesnevi derslerini, ama uzaktan.. hangi gün, saat kaçta bildim, gidemedim! Hep bir bahanem vardı. Yorgundum, bazen hasta, bazen hasta yakını..
Fatih Çıtlak konuk olduğunda bu sohbetleri kaçırmadım, her seferinde bir sonrakinde olmalıyım dedim, olmadı..

***
Sırlar, sabır denizinde saklıdır, sabırlı ol ki istiridye gibi inciler yapasın diyordu. Sabır denizinde yüzmeyi öğrenebilir miydim? Sabır ile sabırsızlık arasında ilerliyorum yaprak yaprak..

**
Hafta sonu öncesinde odasından sessizlik gelen ablasını kontrole geliyor küçük kardeş;
*50 mi, şimdi başlamamışmıydın?

..bir süre sonra,
*170 ?! ablaa atlayarak mı okuyorsun?

buna nasıl güldüğümü anlatamam :))

5 Haziran 2009 Cuma

anlatmaya başlıyorum ;)

Evraklar arasında koşturmakla geçer iken günler , kitap okuma sevdam nüksetti. Yazamıyordum ya imrenerek okuyordum yazılanları. Aklımda, notlarımda çokça kitap ismi var iken, son zamanlarda en çok önerilen arkadaşlarım da gündem oluşturan Bab-ı Esrar ve yı tercih ettim. Elif Şafak ile devam edecekken alışverişe pazartesi günü konferans için burada olacağını, kitapların daha uygun fiyatlar ile alınabileceğini öğrendik. Konferans saati iş saati ile çakışınca iki gündür toplu izin nasıl alınabilir konusu hasıl oldu toplantılarımızda (bu toplantılar ayrı bir konu açıkcası :) )

Bugün baldanadamın annesi yoktu :( güzel haberler ile dönmesi beklenmekte..

O yokken biz Zeyneb in ifadesini almayı ertelemedik tabi ama öyle uzun bi ifade verdi ki arkası yarın demek zorunda kaldık, lakin aksi bir durumda gerilimle korku filmi arasında trajikomik bi hal di bizimkisi :))

vee bende arkası yarın diyor.. işime devam ediyorum.. bakalım buradan neler paylaşabilirim..
beni okumaya devam edin ;)

4 Haziran 2009 Perşembe

geceydim.. iki heceydim..

anlatacaklarım var, ben geldim ;)