26 Haziran 2009 Cuma

mail adresimi değiştirebilir miyim?

her gün mail atıp hesabının son durumunu görmek isteyen, ardından da şu niye işlenmemiş, bunu böle yapcaktınız hala yapmadınız diye cc de alakasız kişilerin olduğu geri dönüşleri ile, olmayan faturaların ödemelerini talep eden sevgili kargo şubesi müdiresine sesleniyorum.
*yahu benim senden başka işim yok mu? ya da senin benden başka müşterin yok mu?

14 Haziran 2009 Pazar

kısa .. kısa..

Oldukça yoğun bi hafta geride kaldı, nasıl geçtiğini bilemedim.


*İstanbul u bilmeyen bir İstanbullu vardı salı günü sokaklarda.. Bir iş gününde vapur ile seyahat ne güzel diye başladı yolculuğu. Esen rüzgar ile deniz mavisi arasında dalıp gidiyordu. Deniz mavi mi demiştim, evet öyleydi ama yer yer pet şişeler görünüyordu, dolsun diye mi atılmıştı :P
*Sonra yanlış iskeleye demir attı İstanbulu bilmeyen İstanbullu, bir kaç kişiye sordu nasıl gidilir diye, her kafadan farklı bir ses çıkınca, son çareyi taksiye binmekte buldu :(
*Sonra ferman çıkarttı, tez İstanbul haritası alınıp odanın duvarına yapıştırılacaktı. Zaman, bu İstanbul kazanında kepçe misali dolaşma zamanıydı.Taksiye yatırım zamanı değildi. :))




Derken,
Salı gününü telafi etmek için koşturmakla geçti hafta.. Cuma günü mesai biter bitmez uzun zamandır gidip görmek için niyet edilen cami için çıktık yola. Bir çoklarının son durak yeri olmuştu çoktan, bizim için se kimbilir ne zaman?





Rükûa inmezse belin,vermeyi bilmezse elin, Hakkı incitirse dilin,dilim vardır nasıl dersin.















Günahlara Kefarettir Gönüldeki Keder, Niyetler Halis Olunca Ameller Olmaz Heder ..

6 Haziran 2009 Cumartesi

"tatlı bir ömür gibi gitmeye niyetlendin.."

"Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım"
(Hz. Mevlana)

Bütün bir kış sezonu boyunca takip ettim mesnevi derslerini, ama uzaktan.. hangi gün, saat kaçta bildim, gidemedim! Hep bir bahanem vardı. Yorgundum, bazen hasta, bazen hasta yakını..
Fatih Çıtlak konuk olduğunda bu sohbetleri kaçırmadım, her seferinde bir sonrakinde olmalıyım dedim, olmadı..

***
Sırlar, sabır denizinde saklıdır, sabırlı ol ki istiridye gibi inciler yapasın diyordu. Sabır denizinde yüzmeyi öğrenebilir miydim? Sabır ile sabırsızlık arasında ilerliyorum yaprak yaprak..

**
Hafta sonu öncesinde odasından sessizlik gelen ablasını kontrole geliyor küçük kardeş;
*50 mi, şimdi başlamamışmıydın?

..bir süre sonra,
*170 ?! ablaa atlayarak mı okuyorsun?

buna nasıl güldüğümü anlatamam :))

5 Haziran 2009 Cuma

anlatmaya başlıyorum ;)

Evraklar arasında koşturmakla geçer iken günler , kitap okuma sevdam nüksetti. Yazamıyordum ya imrenerek okuyordum yazılanları. Aklımda, notlarımda çokça kitap ismi var iken, son zamanlarda en çok önerilen arkadaşlarım da gündem oluşturan Bab-ı Esrar ve yı tercih ettim. Elif Şafak ile devam edecekken alışverişe pazartesi günü konferans için burada olacağını, kitapların daha uygun fiyatlar ile alınabileceğini öğrendik. Konferans saati iş saati ile çakışınca iki gündür toplu izin nasıl alınabilir konusu hasıl oldu toplantılarımızda (bu toplantılar ayrı bir konu açıkcası :) )

Bugün baldanadamın annesi yoktu :( güzel haberler ile dönmesi beklenmekte..

O yokken biz Zeyneb in ifadesini almayı ertelemedik tabi ama öyle uzun bi ifade verdi ki arkası yarın demek zorunda kaldık, lakin aksi bir durumda gerilimle korku filmi arasında trajikomik bi hal di bizimkisi :))

vee bende arkası yarın diyor.. işime devam ediyorum.. bakalım buradan neler paylaşabilirim..
beni okumaya devam edin ;)

4 Haziran 2009 Perşembe

geceydim.. iki heceydim..

anlatacaklarım var, ben geldim ;)